umursamam".
"Eeesöyle bakalım, beni aramaya nasıl karar verdin?"
"Yasen, sen beni niye aradın?"
"Önce ben sordum".
"Çünkü seni daha iyi tanımak istedim, çünkü seninle bi-raz zaman geçirelim istedim".
Sessizlik.
"Şimdi sıra sende".
"Aynen. Önceden söylediğim gibi gerçi, bir bağlantımvar ama".
"Ben bu türden bağlantılara pek inanmam zaten. İnsanla-rın birbirlerine güvenleri sarsıldığında aynı
şekilde devametmiyor".
"Yarın sabah buluşalım mı, ne dersin?
"Olmaz, okul var. Cuma sabahına ne dersin, o gün okul-da direniş var. Nerede?"
"Saat 10:30’da üniversite yemekhanesinin önünde". "Tamam, orada olacağım"."Tamam o zaman,
cumaya görüşmek üzere"."Cumaya... Öptüm’*.
14 Ekim 2OOI17:30
Her zamanki gibi yine kararlaştırılan buluşma saatinden çok önce gelmiştim. Hava dört gündür aynı,
inanılmaz bir tekdü-zelikte.
Yemekhaneden çevreye sarımsak kokulan yayılıyordu.Benim beklediğim yerden kadın aşçıların
tencere tava gürül-tüleri ve bir çalışma arkadaşlarının arkasından söyledikleriduyuluyordu. Önümden bana
göz kırparak birkaç erkek öğ-renci geçti, bengörmemezlikten geldim. Kendi düşüncele- rimden çok aşçı
kadınların söyledikleriyle ilgileniyordum.Sakindim, kesinlikle sinirli değildim, kendimi dış dünyanın
dalgalanmasına koyuvermiştim ve kendi kendimle ilgilen-miyordum.
San arabasıyla geldi. Koskoca bir atkıyla, yalnızca göz-lüklerini dışarıda bırakacak biçimde abartıyla
sarıp sarma-lanmıştı.
"Tanınmamak için... Ne yapalım, biliyorsunya kız arka-daşım... Yan yollardan gideceğiz, yol biraz
uzayacak amahiç değilse risk almayız," dedi arabaya bindiğimde.
Arabanın penceresini kırmak istercesine sert yağan yağ-murun çıkarttığı gürültüyü dinliyordum.
Gitmekte olduğu-muz yer, şehrin dışında,Etna eteklerindeki yazlık evleriydi.
Ağaçların kuru ve kahverengi dalları bulutlu gökyüzünüufak yaralar açarcasına parçalaraayırmıştı . Kuş
sürüleri, da-ha sıcak bölgelere ulaşma telaşıyla yoğun yağmurun altındagüçlükle uçmaya çabalıyorlardı.
Ben de daha sıcak bir
<< 1 ... 24 25 [26] 27 28 ... 107 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
