bakıyordu, başını hafiften sa-ğa doğru eğdi ve yavaşça, "Öyle mi?Eee o
zaman söyle ba-kalım ne gibi bir sırrın var?"
Hep kendime saklamaktan yoruldum, Günlük.Söyleyi -verdim. Yüzündeki ifade değişmedi, az
önceki dalgın bakış-larıyla bakıyordu.
"Hiçbir şey söylemeyecek misin?" diye sordum, canımsıkılmıştı.
"Senin tercihin küçüğüm. Sana yalnızca yavaşlamanısöyleyebilirim".
"Artık çok geç," dedim yapay bir boyun eğiş tonuyla.
Sıkıntılı havayı dağıtmak için yüksek sesle güldüm ve neşeli bir ses tonuyla: "Eeetatlım? Sıra sende!"
Beyaz yüzü kızarmaya başladı, gözleri kuşku ve kaygıy-la odanın içinde geziniyordu.
Çiçek desenli, rengi atmış çekyattan kalktı, kocakocaadımlarla dolaba doğru gitti. Sert bir hareketle
kanatlardan birini açtı, parmağıyla askılarda asılı duran iç çamaşırlarını gösterdi ve "Bunların hepsi
benim!" dedi.
O giysileri görmüştüm, beraberce almıştık, etiketsiz ola-rak orada asılı duruyorlardı, gözle görülür
biçimde kullanıl-mışlar ve düzenli bir şekilde katlanmışlardı.
"Ne söylemeye çalışıyorsunErnesto ?" dedim usulca.
Hareketleri yavaşlamıştı, kasları gevşemişti ve gözlerini yere indirmişti.
"Bu elbiseleri kendime alıyorum. Giyiyorum ve ... Çalış-maya gidiyorum".
Ben de aynen onun gibi, herhangi bir yorumda buluna-mamıştım, gerçekte hiçbir şey
düşünmüyordum. Kısa bir sü-re sonra, kafamda somlar oluştu: Çalışıyorum mu? Nasıl ça-lışıyorsun?
Nerede çalışıyorsun? Niçin çalışıyorsun?
Benim bir şey sormamı beklemeden konuşmaya başladı.
"Kadın gibi giyinmekten hoşlanıyorum. Birkaç yıl önce başladım. Odama kapanıyorum, kamerayı
masanın üzerineyerleştirip kendime odaklıyorum ve kadın giysilerini giyme-ye başlıyorum. Hoşuma
gidiyor, kendimi iyi hissediyorum.Sonra kamerada kendimi izliyorum ve... Ne yapayım, uyarı-hyorum.
Zamanzaman isteyenlere de gösteriyorum". Ken-diliğinden gelişen güçlü bir kızarma boynundan
başlayıp yü-züne doğru yükseliyordu. Adeta onu boğuyordu.
Sessizlik egemen olmuştu. Yalnızca, gökten metal teller gibi inen
<< 1 ... 39 40 [41] 42 43 ... 107 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
