konuşana bir bak!"
dedim yüksek ton-da, şakalaşarak.
O da güldü ve başımı okşadı.
"Küçüğüm, ben seni seviyorum ve başına kötü bir şeygelmesini istemiyorum".
"Asıl istediğimi yapmazsan başıma kötü şeyler gelebilir.
Bu arada, ben de seni seviyorum".
Hukuk fakültesinin son sınıfında okuyan iki çocuktansöz etti. Yarın tanışacağım onlarla. Yarın,
okuldan sonra,VillaBellini’de , havuzunda kuğuların yüzdüğü çeşmenin ol-duğu yerden alacaklar beni.
Anneme telefon edip, tüm öğle-den sonra tiyatro kursuna kalacağımı söyleyeceğim.
IO Ocak 2OO215-45
"Siz kadınlar zaten kuş beyinlisiniz! İki erkeğin düzüşmesi-niseyretmek hangi akla hizmet..." dedi arabayı
kullanmaktaolanGermano . İri, siyah gözleri vardı; yapılıydı ve hatlarıusta bir heykeltıraşın elinden çıkmış
gibi biçimliydi. Alnına çok güzel siyah perçemler dökülüyordu. Teni beyaz olmasagüçlü ve kendinden
emin bir Afrikalı gibiydi. Arabanın di-reksiyonunda ormanlar fatihi gibi oturuyordu, yüce ve gör- kemli...
Uzun ve ince parmakları direksiyondaydı. Afrikakabilelerinin simgelerini taşıyan gümüş yüzük, ellerinin be
- yazlığı ve yumuşaklığıyla garip bir çelişki yaratıyordu.
Arkada oturan ipince dudaklı çocuk, kibar ve ince sesiy-le benim yerime konuşuyordu: "Üstüne
varma, görmüyormusun daha çok genç o. O kadar küçücük ki... Baksana ne güzel yüzü var, ne tatlı.
Küçüğüm, seyretmek istediğindenemin misin?".
Kafamı sallayarak istediğimi söyledim.
Anladığım kadarıyla, bu görüşme önerisini, kendileriniErnesto’yakarşı, nedenini anlayamadığım bir
borcu ödemekzorunda hissettikleri için kabul etmişlerdi. Bu nedenleGermanoçok gergindi ve elinde olsa,
beni, gitmekte olduğumuztenha yolun kenarında bırakıverecekti.
Bununla berabergözlerinde anlamadığım bir heyecan pırıltısı vardı, araaragelip gittiğini hissettiğim incecik
bir duyguydu bu. Yol bo-yu sessizlik egemen oldu. Kırlara doğruGianmaria’nın evi-ne gidiyorduk, rahatsız
edilmeyeceğimiz tek yer orasıydı.Zeytin ve çam ağaçlarıyla çevrili eski bir taş evdi.
<< 1 ... 43 44 [45] 46 47 ... 107 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
