ve beni korkutuyor.Ürküyorum çünkü hiç adım sesi duymuyorum. Ama yakla-şan
adam sakince yürüyor. Uzun boylu ve güçlü.
İki elini parmaklıklara dayıyor. Ben ise,gözyaşlanmı si-lerek ayağa kalkıyorum ve ona doğru
yürüyorum. Meşaleninışığı adamın yüzünü aydınlatıyor, şeytansı bir ifade veriyor.Bedeninin geri kalan
yerleri görülmüyor. İri, aç ve ne renkolduğu anlaşılmayan gözlerini görüyorum. Geniş ve yarıaralık
dudaklarının arasında tek sıra dizilmiş dişleri gözükü-yor. Dudaklarına götürdüğü parmağı ile konuşmamam
ge-rektiğini anlatıyor. Yakından yüzünü incelemeye başlıyo- rum; çekici, gizemli ve çok yakışıklı olduğunu
görüyorum.Düzgün parmaklarını dudaklarımda dolaştırmaya başladığında içimde feci bir ürperti
duyuyorum.
Öyle tatlıtatlı ya-pıyor ki dudaklarım nemlenmeye başlıyor ve ister istemezparmaklıklara doğru
yaklaşıyorum, yüzümü onun yüzünedayıyorum. O zaman gözleri parlamaya başlıyor. Dinginliğiöylesine
güzel öylesine zamandan öte ki... Parmaklan ağzı- mın derinliklerinde geziniyor, tükürüğüm
kayganlaştırarakyol almasını kolaylaştırıyor.
Sonra parmaklarını ağzımdan çıkartıyor ve diğer elininde yardımıyla üst tarafımdaki yıpranmış
giysilerimi, yuvar-lak göğüslerimi ortada bırakacak biçimde parçalıyor. Memeuçlarım sert ve küçük hücre
penceresinden esen soğuk nede-niyle dik.İslak parmaklarıyla dokununca daha da uç veri-yorlar.
Dudaklarını göğüslerime değdiriyor ve önce kokusu-nu içine çekip sonra da öpmeye başlıyor. Zevkten
başım ar-kaya düşüyor, ama bedenim devinimsiz; yalnızca onun is-teklerine uyuyor. Duraksıyor, bana
bakıyor ve gülümsüyor. Bir eliyle giysisinin orasını burasını yokluyor, yaklaştığım-da din adamlarına özgü
giyinmiş olduğunu fark ettiğim giy-sisinin...
Önce bir anahtar şıkırtısı, ardından demir kapının yavaş-ça kapanma sesi duyuluyor. Artık içeride.
Benimle. Üstüm-de kalan giysilerimi yırtıp parçalamaya devam ediyor ve ön-ce göbek çevremdekileri,
daha sonra daha da aşağılara en sı-cak bölgeme doğru... Usulca beni yere
<< 1 ... 45 46 [47] 48 49 ... 107 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
