başımı döndürdü.
Duruma pek uygun olmayan giyimi için özür dilemedi vebunu yapmamış olması benim çok hoşuma
gitti. Yatağınüzerine oturmamı söyledi, kendisi çalışma masasının san-dalyesini alıp bana doğru
yaklaştırırken. Allah kahretsin!Tutulup kalmıştım. Kanarya sarısı V yakalı kazağı ve kaza-ğı ile uyumlu,
aynı renkte saçları olan, tatsız tuzsuz genç birmatematik öğretmeni bulmayı umarken, karşıma güneş ya
-nığı tenli, mis gibi parfüm kokan ve inanılmaz çekici birgenç adam çıkmıştı. Daha paltomu bile
çıkartamamıştımüzerimden. Bir kahkaha attı ve "Paltonu çıkarırsan seni ye-mem, söz!" dedi.
Yemeyecek olmasından üzüntü duyarak ben de güldüm.O ana kadar ayakkabıları dikkatimi
çekmemişti. Neyse ki beyaz spor çorap giymemişti. "Narin ayak bilekleri vardı.Güneş yanığı,
bakımlı; ders saatleri, program ve ücret hak-kında konuşurken, konuştuklarımıza dikkatini
yoğunlaştırdığıgösterir
hareketlerde devinen ayakları vardı. "Çokçok baştan almalıyız," dedim."Kaygılanma," dedi
göz kırparak " Çarpım tablosundaikilerden başlayacağım".
Yatağın kenarına oturmuş, bacakbacak üstüne atmış, bir elimle diğer elimi sıkıyordum.
"Ne güzel oturuyorsun," diye araya girdi, ben okuldakimatematik öğretmenimden söz ederken.
Yeniden dudaklarımı ısırdım ve sanki söylenenlerdenutanmış gibi içimi çekerek, "Ne diyorsunuz
öyle," dedim.
Konuyu değiştirerek, "Ah! Söylemeyi unuttum, benimisminValerio ve bana asla öğretmenim deme,
kendimi yaş-lı hissederim," dedi, parmağını azarlıyormuşgib sallayarak.Duraksadım biraz, bana indirdiği
bunca darbeden sonraben de, en azından bir tane indirmeliydim.
Sesimi düzelttim ve yavaşça, "Yaben sana kendi iste-ğimle öğretmenim demek istersem?" dedim.
Dudaklarını ısırma sırası ona gelmişti, başını oynattı ve"Niye öyle demek isteyesin ki?" dedi.
Omuzlarımı kaldırdım, biraz öyle tuttum ve "Böyle dahaiyi değil mi öğretmenim?" dedim.
"Nasıl istersen öyle söyle, yeter ki bu bakışınla, böylebakma," dedi, huzursuzluğu gözle görülüyordu.
İşte başlıyorum,
<< 1 ... 54 55 [56] 57 58 ... 107 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
