söyleyerek krala sunmuş. Kral bir kez daha kavunu kabul
etmiş, teşekkür etmiş ve kavunuyeniden bahçeye attırmış. Aynı şey haftalar boyunca devam etmiş; kral
yaşlı adamı geri çevirmeyecek ve hediye verme-deki gönül yüceliğini takdir edecek kadar kibar
birisiymiş.Sonra bir akşam, yaşlı adam tam da krala kavunu verece-ği sırada, sarayınrevaklarından
birinden bir maymun fırla- mış ve kralın elindeki kavunu yere düşürmüş. Kavun, sara-yın tam önünde
paramparça olmuş. Kral düşen kavuna bak-mış ve gözlerine inanamamış, kavunun içinden yağmur
gibipırlantalar dökülüyormuş. Hemen arka bahçeye koşmuş kine görsün? Yaşlı adamın getirdiği
kavunlar dağılmış ve bah-çeyi mücevher tarlasına dönüştürmüş".
Annemi susturdum ve bu güzel masaldan etkilenmiş ola-rak "Masaldan dersi ben çıkartabilir miyim?"
dedim.
Güldü ve "Tabii ki çıkartabilirsin," dedi.
Ders tekrarlarken yaptığım gibi derin bir nefes aldım ve, "Bazen olumsuzluklar, sorunlarya da
zorluklar olgunlaşmabelirtilerini gizlerler. Çoğu zaman zorlukların göbeğinde de-ğerli bir mücevher
parıldar. Bu nedenle olumsuzluklara ve zorluklara göğüs germek bilgeliktir".
Bir kez daha güldü, saçlarımı okşadı ve, "Artık büyü-müşsün küçüğüm. Sen bir prensessin," dedi.
İçinden ağlamak geliyordu ama kendimi tuttum. Annembilmiyordu ama kralın pırlantaları benim için,
sevmeyi bil-meyen kaba adamların vahşi hayvanlıklarıydı.
2O Mayıs
Bugün öğretmenim okul çıkışında beni görmeye kapıya gel-di. Onu bekliyordum, çok farklı bir külotla
birlikte yazdığımmektubu verdim.
Bu külot aslında benim. Beni en iyi betimleyen şey bu. Sallantılı iki bağcığı olan bu garip şey
küçükLolita ’danbaşka kimin için tasarlanmış olabilir ki?
Bana ait olmasının ötesinde beni ve bedenimi sembolizeediyor.
Belki seninle değil ama bu külot üstümdeyken çok seviş-tim. Gerçi ne önemi var ki... O
bağcıklar duygularımı ve iç-güdülerimi engelleme görevi üstleniyor. O iki bağcık, tenim-de iz
bırakmanın ötesinde duygularımı dizginliyor. Bedenim; £wkülotu
<< 1 ... 88 89 [90] 91 92 ... 107 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
