belirlediğimiztürden bir sürü yalan dolan
sıraladım. Öğretmenim yanımageldi ve fısıldayarak, "Bir an önce başlamak istiyorum. Se-ni yalayıp
yutmayı, gece boyu içinde kalmayı, sonra da baş-kaları ile yaparken seni seyretmeyi o kadar çok
istiyorumki," dedi.
Aklıma hemenClaudio’nun bakışları geldi; onun beniasla başkası ile yataktayken görmek
istemeyeceğini düşün-düm.
Flaviobana içinde, birkaç ay öncesini bana anımsatan, viski dolu bir bardak getirdi. Piyanoya
yaklaştım ve birkaçgün önceRoberto yükünden nasıl kurtulduğumu düşündüm.Beni aramaktan
vazgeçmesini, arkadaşlarının da benim hak-kımda ağızlarını sıkı tutmaları gerektiğini söyledim, aksihalde
olup biteni nişanlısına tektek anlatacaktım. Tehdidimişe yaradı, beni bir daha aramadı.
Bir ara yanıma, uçacakmış gibi yumuşak adımlarla salı-narak yürüyen bir adam yaklaştı. Yuvarlak
gözlükleri ve irimavi-yeşil gözleri vardı. Yüzü hafif lekeli olmasına karşınyakışıklıydı.
Dikkatlice, inceleyerek baktı ve sonra, "Selam, o çok sö-zü edilen kız sensin anlaşılan?" dedi.
Soru soruyormuşum gibi baktım ve, "Kimin söylediğinebağlı... Hangi özelliğimden söz edildi ki?"
dedim.
Eee... Her ne kadar ben senin on sekiz yaşında olduğu-a
"ianmasamda çok genç olduğunu biliyoruz.
O kadargös -rrnediğiniçin değil, bana daha büyükmüşsün gibi geliyor.
Senin bu türden gecelere çok katıldığın söylendi, yalnız er-keklerin olmadığı gecelere...".
Kızardım ve söylediğinin üstüne gitmek istedim, "Kimsöyledi?" dedim.
"Ne önemi var ki... Bilirsin ortalıkta laflar dolanır du-rur... Anlaşılan sen iyi malmışsın, ha?".
Sakin olmaya, oyuna devam etmeye ve her şeyi bozma-maya çalıştım.
"Ahmaklar hiçbir zaman hoşuma gitmemiştir. Kabul et-tim, çünkü yapmak hoşuma gidiyor..."
Yalan söylediğimi bilerek yüzüme baktı ve ekledi, "Ah-maklar her zaman olacak. Bazı insanların
çizgileri düzgünve derli topludur, bazılarının ise kaba, gülünç ve rüküş birkapris gibidir."
"O halde benimkinin her ikisinin karması olduğunu söy-leyebilirim," dedim,
<< 1 ... 98 99 [100] 101 102 ... 107 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç