“Bana
onun telefon numarasını ver. Yarın onu hemen
arayacağım.” Elime sımsıkı sarıldı.. “O benim tek aşkımdı.. Onu
öyle sevdim ki, asla evlenmedim.. Çünkü bu mektup
geldiğinde hayatım, anlamsal olarak bitmişti.” “Bay
Goldstein” dedim.. “Gelin benimle..” Asansörle
üçüncü kata indik.. Odanın kapısı açıktı. Hannah
sırtı kapıya dönük televizyon izliyordu.. Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu..
“Hannah”dedi.. “Bu bay’ı tanıyor musun?”
Gözlüklerini ayarladı bir an baktı, tek kelime
etmeden..”Michael” dedi, Michael, kapıda, kısık
sesle.. “Hannah.. Ben Michael.. Beni tanıdın mı?..” “Michael”
diye yutkundu Hannah. “İnanmıyorum.. Bu sensin. Benim Michael’ım.” Michael Hannah’ya
doğru yürüdü yavaşça. Sarıldılar. Hemşire yanıma geldiğinde onun da gözleri
yaşlıydı..”Gördün mü, bak?” dedim “Yaşamda,
yaşanması gereken herşey, er ya da geç, birgün
kesinlikle yaşanacaktır.” “Üç hafta sonra beni huzurevinden aradılar. Pazar
günü bir nikah vardı.. Gelebilir miydim? Harika bir nikah töreni idi. Hannah ve Michael beni
nikah şahidi yaptılar üstelik. Hannah açık bej
elbisesi içinde çok güzeldi.. Michael de lacivert
takımı içinde hala çok yakışıklı.. Bir nikah tanığı olarak söylüyorum bu
gözlemlerimi… Aşklarını onsekiz yaşın heyecanı ve duygusuyla
yaşayan 76 yaşındaki gelin ile 79 yaşındaki
damadın nikahında keşke siz de bulunsaydınız…
Altmış yıl önce bittiği sanılan bir aşk öyküsünün,
altmış yıl sonra, kaldığı yerden nasıl filizlendiğine siz
de tanık olacaktınız.
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç