Nazlı Sabah uyandığımda sırtımın üzerinde yattığımı
hissettim. Kalkıp yerime baktığımda kan izleri
gördüm. Artık gece nasıl uyumuştumsa öküz gibi,
yaralarımı yeniden açmıştım. Aferin bana. Doğru
düzgün de kıpırdayamıyordum, haraket ederken
acı beynime vuruyordu. Yüzümü buruşturarak dönüp Seline baktığımda hala uyuduğunu
gördüm. Duvardaki saate baktım. 06:50 yazıyordu,
evden çıkmamız için sadece 40 dakikamız vardı.
Seline dönerek kolundan dürttüm. "Selin, hadi uyan canım, geç kalacağız"
mırıldandığımda gözlerini ovuşturup uykulu
şekilde bana baktı. "Saat kaç ki?" "6:50 canım. Şey, senden bir şey isteyeceğim" "Tabii canım" diyerek yatağında oturdu. Bir şey
söylemeden arkamı ona döndüm ve anlamasını
bekledim. "Dur, ben şimdi hallederim" üzgün ses tonuyla
diyip banyoya geçti ve geri geldiğinde elinde
pansuman ve sargılarla arkama oturdu. "Çıkarsana gömleğini" sakince dedikte pijamamın
üstünü çıkarıp yarı çıplak şekilde Selinin karşısında
oturdum. Eski sargıları çıkarırken canım fena
yanmıştı, ama ses çıkarmadım. Zaten sabah sabah
kızı neyle uğraştırıyordum, bir de karşı koyup da
işini zorlaştırmak istemedim. Selin yaralarıma pansuman yaparken derinden bir oh çektim, iyi
gelmişti, sızıntını azacık da olsa götürmüştü.
Bitirdikten sonra Selinin elindekileri alıp kolumun
sargısı değiştirdim. Sonra üzerime kanlı gömleğimi
giyip Selinin yanağından öptüm. "Teşekkür ederim canım,banyoyu ilk ben kullana
bilir miyim?" Sorduğumda sadece başını sallayarak
bana kocaman hüzünlü gözleriyle baka bilmişti.
Gülümseyip banyoya geçtim ve yıkanmaya
başladım. Selini böyle görmek istemiyordum,
elimde olsa ona bunu yaptırmazdım, ama sırtıma elim yetişmediği için bir şey yapamıyordum.
İçimden o insan adlı hayvanı sövmeye başladım.
Yüzümü yıkarken gözümden damlayan iki yaş
suya karıştı. Musluyu kapatıp aynaya bakarak
yüzümü sildim. Gözlerimden durmadan yaşlar
akıyordu. Aynada annemin resmi canlandı. Ben ona çok benziyordum. Bizi görenler hep ikiz
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç