bakıyordu. "Sen patronunu yalanla mı suçluyorsun?" "Saat 6yı geçti, Savaş bey, şu anda siz benim
patronum değilsiniz" cevap verdiğimde kaşları
çatıldı. "Çok hazırcevapsın, bu hoşuma gidiyor mu,
gitmiyor mu, pek bilmiyorum." Hala bakmaya
devam ediyordu. Cevap vermedim, sadece yüzüne
boş boş bakmaya devam ettim. Onu hiç böyle
yakından görmemiştim ve gözlerinin ne kadar
derin ve anlamlı olduğunu hiç farketmemiştim. Ne düşünüyordum ben? Düşüncelerim karşısında
yanaklarımın kızardığını hissettim. Derhal başımı
aşağı salıp kollarından kendimi iterek iki adım geri
attım. Kendimi sakinleştirerek ona tekrar
baktığımda boğazını temizleyip ellerini saçlarında
gezdirdi ve gözlerini kaçırdı. "Senin işin bitmedi mi hala?" "Bitiyor. 10 tane dosyam kaldı" dediğimde ikinci
kez gözleri kocaman oldu. Sonra hızlıca ifadesini
değişip umursamazca bana baktı. "İyi, yarın görüşürüz" diyip cevabımı beklemeden
şişe kapıdan çıktı. "Görüşürüz, bay ukala" dudaklarımın altında
mırıldanarak işime geri döndüm.
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç