Aleyhisselâmı ellerinden kaçırdıktan sonra, 100 deve mükâfat vaadiyle, peşine bir çok adamlar saldılar. Kendileri de en iyi kılavuzları tutarak aramaya çıktılar. Bir ara gizlendikleri mağaranın kapısına kadar geldiler. Ancak mağaranın ağzındaki ağaca yuva yapan güvercinleri, kapıyı ördükleri ağ ile kapatan örümcekleri görünce döndüler. Bu halde içeriye kimsenin girmemiş olduğunu sandılar. Halbuki onların konuşmaları içeriden duyuluyor, Hazreti Ebû Bekir Peygamberimiz Aleyhisselâm için endişeye kapılıyordu. Efendimiz (A.S) ise, yakın dostunu:
-"Mahzun olma, Allahü Teâlâ bizimle beraberdir!" diye tesellî ediyordu.
Bulana 100 Deve
Peygamberimiz Aleyhisselâm, hicret arkadaşı ile üç gün üç gece mağarada kaldı. Bu zaman içerisinde Hazreti Ebû Bekir'in oğlu Abdullah haberleri bildirir, âzadlı kölesi Hazreti Âmir b. Füheyre de sütlerini getirirdi. Üç gün sonra, arama işi biraz gevşeyince, kılavuz seçilen kimse develeri getirdi. Kılavuz kâfir olmakla beraber, yolu en iyi bilen, güvenilir bir adamdı. Hazreti Âmir de yanlarında olarak Medine'ye doğru yola çıktılar. Sapa ve kestirme yollardan gittiler.
Kureyş'in 100 develik mükâfatını duyan Süraka adında yiğit bir pehlivan, Fahri Kâinat Efendimize yetişmeyi başarmıştı. Hazreti Ebû Bekir'in endişeleri arasında kılıcını çekip atını sürdü. Ancak atının ayakları kumlara gömülüp aşağı yuvarlandı. Bütün gayretleri sonuç vermeyince, bir şey yapamayacağını anladı. Pişmanlık duyarak Peygamberimiz Aleyhisselâmdan aman diledi. İsteğinin kabul edilmesiyle o tarafa gelenleri de geri çevirdi. İleriki senelerde ise İslâm'la şereflendi.
Medine yolcularını yakalamak isteyenlerden biri de 70 kişiyle takip eden Büreyde idi. Ancak Peygamberimiz Aleyhisselâmla karşılaşınca, onu bağlayıp götürmek isterken kendisi O'na bağlandı kaldı. Yanındakilerle beraber müslüman olup beyaz sarığını mızrağına geçirerek Peygamberimizin ilk bayraktarlığını yaptı.
Yolda daha bir çok mucizeler meydana geldi. Nihayet İslâm'ın 13'üncü senesi
<< 1 ... 25 26 [27] 28 29 ... 69 >>
»Oxu zalına keç