faşizm olurmuş?
-Haklısan, haklısan, sinirlenme. Tebii ki bu konuda bizlerin de söylyecek bir sözü olmalı. Amma bana bak, en iyisi senin konuşman. Gerçekleri en iyi bilen sensin. Gel seninle anlaşalım. Bizim bu «İşık» qezetesine her gün bir Köşe yazısı yaz. Ha, ne dersin?
-Her gün yetişdirmem. Amma heftede bir yazı olur... Yazaram.
-Hayır, hayır. Haftada bir yazı neye yarar? Her gün olmalı, her gün. Haydı hemen başlayalım. Sen yaz bu gece. Yarın senden alırım ben. O biri gün de basarız. Ayrıca Televizionda da proqram yaparız. Dört ya beş kanalda...
-Dört, beş kanal çox olar. Bir kanal yeter.
-Hayır, hayır, beş ya altı kanalda görünmen iyi olur. Sen heç merak etme. Hepsini ben hazırlarım. Hepsinde esgi arkadaşlarım var. Tamammı?
-Oldu. Anladacaq o qeder şey var ki... Artık bir yerden başlamalı.
-Doğru. Başlamalı. Yarın başlarız. Amma dur bir dakika. Hay Allah, yarın ben Amerikaya uçacağım. Floridada, Miami Biçde bir toplantıya katılmak zorundayım. Konusu: «Emperializmin çöküşü, Kommunizmin zeferi». Ordan İsveçreye uçacam. Cenevrede sempozium... Konusu: «Kapitalizm can veriyor». Sonra Baham adalarında bir konfrans: «Kapitalizmin son nefesi». Oradan sonra memlekete dönecem. Çarşamba günü ararım seni. Tamammı? Telefon numranı bana versene. Güzel... «Konrad» otelinde senin ne işin var?
-Görüşüm var. Hacı Zakir beyle.
-Ne? O yobazlamı? Senin o köy imamıyla ne işin var canım? O bir din fanatiki. SİA-nın desteklediyi bir gerici, tutucu. Arap şeyherinin parasıyla «Ana Toprak» qezetesini çıkarır. Hem de böyük kapitalist. «Hacı Zakir» sabunlarının üreticisi. Fabrikalarında çalışan binlerce fakır işçiyi sömürmesi yetmezmiş kibi kafalarını da yobaz fikirleriyle dolduran kandırmaçı. Yahu, sen nereden tanırsan onu?
-Bakıda tanış olduq. Birlikde bir film çekmeyimizi teklif etdi.
-Şimdi de filmmi yapıyor bu kandırmaçı. Biliyormusun bu adamın tüm söyledikleri, tüm yapdıqları yalan. Günün hankı saatında karşılaşsan «haman namazımın vaktı geldi» -
eserin sonunu anlamadim
»Eserler ve Edebiyyat Gecesi
»Oxu zalına keç