der, çekilib gider. Onunla görüşme demiyorum, amma güvenme ona, asla güvenme. İşte senin oteline geldik, güle-güle.
-Çarşanba günü ararsan, deyilmi?
-Ha? Çarşanbamı? Evet, çarşanba... mühakkak görüşürüz... Haydı, eyvallah.
-Güle-güle.
Maşından endim. «Mersedes» bir sıçrayışla gözden itdi. Düşündüm ki, kapitalist kimi yaşayıb kommunist olmaq heç de fena şey deyilmiş.
Hacı Zakir qapıdan mene el eleyirdi. «Konrad» otelinde bir qelebelik vardı. fraklı kişiler, bahalı paltarlar geymiş, çox açıq dekoletli qadınlar. Qadınların cevahirleri, üzükleri, sırğaları, qolbağları göz qamaşdırırdı. Xefif bir etir qoxusu etrafı sarımışdı. Hacı Zakirden başqa bütün kişiler qalstuklu idi.
-Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, - dedi Hacı Zakir - Nasılsınız?
Qarson içiklerle bize yanaşdı.
-Ne içersiz? - dedi Hacı Zakir - Ben bilirsiniz, içki içmem. Sizi buraya «Mersedes»le getiren Korkmaz Devrim degilmiydi?
-Evet, oydu.
-Sizin o Moskof uşağıyla ne işiniz var canım. O bir KQB acanı. Rus parasıyla «İşık» adlı qezeteyi çıkarır. Yazdıklarının hepsi yalan, hepsi palavra... Neyse... Canım Azerbaycanın durumu nasıl?
-Azerbaycan...
-Biliyorum canım, içimiz kan ağlıyor sizleri düşündükce. Hatırlamırsınız bir sene bundan önce Bakuye gelişimde o zamanki iqtidarla bir anlaşma procesi yapmışdık: Bakunun bütün sokaklarını sabunla döşete bilirdim.
-Bunu yapmayın... Baku yağışı bol bir yer. İnsanlar sokaklarda sürüşüb düşerler.
-Hay canım, şaka yapıyorsunuz çok espirilisiniz. Ama neyse oralarda bir sabun fabrikasını yapmaq iyi olurdu. Ne yazık ki iqtidar deyişdi, işimizi bitiremedik. Şimdiki ticaret bakanı iyimi tanırsınız?
-Hayır.
-Ne yazık. Düşündüm ki, bu işde yarımçı ola bilirsiniz. Kusura bakmayın. Azerbaycanın durumunu çox kötü gördüm. Canım bunlar ne biçim müselmandırlar? Namaz kılmazlar, oruc dutmazlar. Kadınlar hep açık gezib dolaşıyorlar.
Etrafa bir göz gezdirdim.
-Amma buradakı kadınlar da pek qapalı sayılmazlar - dedim.
-Bu memleket
<< 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 15 >>
eserin sonunu anlamadim
»Eserler ve Edebiyyat Gecesi
»Oxu zalına keç