Ah, men günden-güne bu gözelleşen
İşıqlı dünyadan nece el çekim?
Bu yerle çarpışan, göyle ellleşen
Dostdan, aşinadan nece el çekim?
Dönme bir şebneme yaz seherinde,
Könül, güneş kimi parla yerinde!
Göylerin laciverd eteklerinde
Geden bu qovğadan nece el çekim?
Baxınız, dan yeri sökülmüş kimi,
Dostlar bir cebheye tökülmüş kimi.
Uzaqdan-uzağa xam gümüş kimi
Ağaran sehradan nece el çekim?
Tebiet varlıdır, tebiet xesis,
İşlederken onu, sen ey mühendis,
Men de qart daşlara verdiyim bu hiss,
Bu ince menadan nece el çekim?
Bir yanda terlanlar, dumanlı dağlar,
Bir yanda keklikler, ayna bulaqlar,
Bir yanda bülbüller, çiçekli bağlar,
Men bu tamaşadan nece el çekim?
Heyat dedikleri bu keçmekeşden,
Qelbimde, qanımda yanan ateşden,
Geceden, gündüzden, aydan, güneşden,
Bu engin fezadan nece el çekim?
Qarşımda dalğalı derin bir ümman,
Ümmanı sarsıdır bir acı tufan,
Beyaz köpükleri bir çiçek yapan
Şeirden, xülyadan nece el çekim?
Ulduzlar fikrimin çırağbanıdır,
Bulud xeyalımın karıvanıdır,
Sema ki, hissimin aşiyanıdır,
Böyle bir semadan nece el çekim?
Mehriban sevgilim qarşımda durdu,
Yene şairliyim başıma vurdu,
Menden mecnun kimi könül maraqla sordu:
-Bu saçı leyladan nece el çekim?
Xezan acısına edib tehemmül,
Gülün kölgesinde ötende bülbül,
- Heyat, heyat!- deye çırpınır könül.
Könülden, sevdadan nece el çekim?
Sen aldın aşını yeni hisslerden,
Ey cavan qelemim, düşme beherden,
A dostlar, söyleyin, men bu hünerden,
Bu tebi valadan nece el çekim?
»Şeirler
»Eserler ve Edebiyyat Gecesi
»Oxu zalına keç