sonra yerden
sabunluktan el sabununu alarak, ellerini yıkadı
şalvarını yukarı çekerek, merdivenden eve çıktı.
Ahmet, elindeki valizi, kapı girişine koydu.
Sonra babasının eline geldi, yaşı adam, oğlunun
yüzünü öptü. Delikanlı, "Anamla,bacılarımı uyandır
ma baba !"dedi.."Sabah olsun, görüşürüm..."
Yaşlı adam, "yol yorgunusun oğul, yatağını
yapsınlar da yat !" dedi..
"Baba sen rahatına bak ! Ben şu sedire
uzanırım...!" dedi..
Osman Efendi, bir battaniye getirdi.
"Uyuyanın üstüne kar yağarmış, şunu üstüne ört
Ahmet, yastığa başını koyar koymaz uyudu
* * * *
O sabah, erkenden uyanan Ahmet, ocakta
süt kaynatan annesinin elini öptü..Yaşlı kadın,
sevinçten gözleri doldu geldi..Sarıldı oğluna.
"Ana...Anacığım nasılsın ? Hastalığın nasıl oldu ?"
dedi . Yaşlı kadın, "yaşlandık gayri oğul...! Baban
şeere götürdü, doktura gösterdi, şu kırmızı hapları
verdi, kullanalı dizimin ağrısı azaldı !"dedi..
Sabah namazını kılan Osman efendi, karısına
" süt piştiyse, Amet'e koy da içisin !" dedi..
Delikanlı, "Eee...siz de ne var ne yok ?"dedi..
Yaşlı adam, " Biz iyiyiz oğul, maşallah eskerlik
sana yaramış...! Ne o ? Çorabı niye çıkardın ?"
"Evde kolanya var mı ? Namussuz tiki ıssırdı.."
dedi..Yaşlı adam, "durup dururken tilki ıssırmaz
oğul...Doktora gitsen iyi olur...!"
Ahmet, güldü, "tilkinin ısırığından ne olacak
baba! Alt tarafı bir sıyrık ..."
Keziban, ağabeyisine sarıldı, öptü. Ahmet
gülerek, "kız büyümüşsün , hem de güzelleşmişsin
dedi..Kızın yüzü kızarmıştı. Sonra, "Dudunun haberi
yok ! Git geldiğimi haber ver, ben de yarın
giderim !"dedi..
* * * *
Dudu, Ahmet'in askerden teskeresini alıp gel-
mesine çok sevinmişti. Çeyizini düzmüş, kaynanası
kayınbabası ve Ahmet!le şehire giderek, gelinliğini
almışlar, sonra , kız eviyle anlaşarak, gelin için
gerekli ev eşyalarını almışlar, düğün gününü karar
laştırmışlardı. Ekimin, ikinci haftası, Cumartesi
Birde ki cox xaiw az dilinde daha maraqli olur hekayeler
Axiraa kimi oxumaga hovselem catmadi
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç