duaları
okurdum, amcamın küçük kızı Nurgül, "yat sabaha
daha çok var !" diye beni teskin etmeye çalışrdı
Dışardan hışır hışır diye sesler geliyor derdim
"Sana öyle gelmiş, korkacak bir şey yok !"derdi
"Ya yatarken boğazımıza yılan akarsa derdim
Yılan, gece olmaz, hem çok sıcakta çıkar yılanlar
Sabah, güneşi tepeden doğarken, karpuz tarlasına
giderek, karpuzlardan olgun bir tanesini tefeğinden
koparan amcamın büyük kızı, Rahime, aleyçiğe
getirir, küçük bir naylon tabağa keserek, yanına da
çırpma "soğan domates biber maydonoz" yaparak
bize öğle ziyafeti çekerdi..
Küllüğe sakın işeme derdi Rahime abla..
"İşersem ne olur ?"derdim.
" Dişisine rastlarsan sana aşık olur ! Sonra bir
daha, hiçbir kızla evlenemezsin !" derdi..
Gece yatıyordum...Bir ses, davul zurna sesi
şamata, hayal mi görüyorum aceba dedim...Hayal
değildi, sesler bağın içinden geliyordu. Korkudan
sesimi çıkaramıyordum, sanki üzerime bir adam
oturmuş, boğazımı sıkıyordu, bağırmak istiyordum
ama ne mümkün...Amcamın kızları aşağı kavaklığa
gitmişti..Bostanları vardı orada. Birden bir hışıltı
duydum, koskocaman bir kafa, çatal dili olan en az
üç metre boyunda bir yılan ,yatağımın yanında
durmuyor mu ? Soğuk soğuk terler döküyorum
Amcamın ortanca kızı, " haydi kalk Ertan abi !"dedi.
"Öğlen oldu, gözümü bir açtım yatakktayım...
Ama gördüğüm rüyanın etkisinde o kadar kalmışım
ki, yatağımın yanında yılan arıyorum. Nilgün, şaşkın
şaşkın yüzüme bakıyor. "Ne arıyorsun Ertan abi !"
dedi. " Yılan...yatağımın yanında gördüm...Nereye
gitti ? "dedim. Güldü, yatağımın yamında renkli bir
ip duruyordu.
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç