KADIN VE DENİZ
başlık :kadın ve deniz
ekrem güneşli
Kıyıya vuran dalgalar, kenardaki kayalara çarpıp
dağılıyor, sabun köpüğü gibi kabararak , derinlerde
kaybolup gidiyordu. Rüzgar çıkınca, mantosunun
yakasını kaldırdı, sonra kenardan aldığı küçük taş
parçalarını alıp denize atmaya başladı. Bir midye,
bir kayanın altına kaçtı.Martılar, çığlık çığlığa
kenarda duran eski bir kayığa konup kalkıyordu.
Gözler yaşardı. "Gelmeyecek ! "dedi."Beni kandırdı
alçak ! " Bu esnada rüzgar çıkmıştı. Elini mantosu-
nun cebine soktu, diğer eliyle saatine baktı.
Vapurun kalkmasına iki saat vardı daha..."Sibel
seni çok seviyorum ! Karımdan boşanır boşanmaz
gelir seninle evlenirim "diye kapıdan çıkıp gidişini
anımsadı.
Hasta ve yaşlı babası " kızım o adamdan sana
koca olmaz ,kocana dön !"diye ne kadar yalvarmıştı
Mantosunun cebinden çıkardığı beyaz ipek mendille
göz yaşlarını sildi. Kıyı ıssızdı,tatilciler ,arabalarına
binip çoktan evlerinin yolunu tutmuştu. Bu küçük,
balıkçı kasabasında, turizm mevsimi geçti mi ,
kasabanın sokakları ıssızlaşırdı. O neşeli kalabalık
yerini garip bir sessizliğe bırakırdı. Kıyıya, kaçamak
yapmak isteyen, sevişmeye gelen genç aşıklar
gelirdi çoğu kez. Genç kız, başını delikanlının
omuzuna koyarak duyacağı tatlı sözlerin vardiği
uyuşuklukla gözlerini yumardı...
Oturduğu kayadan kalktı, gözlerini uzaktan giden
bir vapura dikti....Vapurla, Adalara ilk gidişini anım-
sadı. Sonra bir faytona binip Adanın çevresini
dolaşmalarını, el ele tutuşup bir kayanın üstüne
çıkıp aşağıda göz alabildiğine uzanıp giden mavi
denizi, kıyıya vuran beyaz köpüklü dalgaları,
kumlara uzanmış iki sevgiliyi, ve kıyıyı dantel
gibi çeviren iğne yapraklı " çam ormanını" ve
denize girdikten sonra saatlerce su içinde kalış-
larını, tepeye dikilen güneşten korunmak için kıyıya
gelen şapka satan çocuktan iki hasır şapka alıp
başlarına geçirişlerini ,otele
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç