düşüyor...
Ama, sizin de bize yardım etmeniz gerek...Anladınız
sanırım "
"Vallah, ne lazımsa, üstümüze düşenı
yapmaya hazırım !"
"Kızınız, Osman adını çok sık tekrarlıyor...
Kim bu Osman ?"
Temmur ağa, gözleri yaşlı, "Çok eski bir
hikaye bu doktor beğ...! Kızım, kanlımın oğlunu
sevmiş, ve o kör olası yüzünden , iki kurban verdik
Biri kardaşım Fekri, öbürü de gızım..."
"Yani kan davası gibi bir şey "
"Öyle sayılır...İki köy, Cırrıkların Bekir yüzün
den, bir birine düşman oldu senin ağnayacağın ...
İçini çekti, Cırrık'ların tarlaları, bizim tarlalar tunçtur
O olay olmadan önce, iki köy bir birine dosttu. Ta ki
Cırrık'ların Bekir'in davarı, bizim tarlalarımıza zarar
verinceye kadar...! Senin ağnayacağın çobanlar
kendi aralarında güreşe tutuşmuşlar, boş kalan
sürü, daha firiz "yeşil ekin" halindeki ekine girmiş
çobanların akılları başına gelmiş ya, koca tarla
mahfolmuş....Sürünün, tarlaya girdiğini , Kayseri
şosesinde- bizim köyün üst başından geçer-otobüst-
ten inen, köye doğru yürüyen, Çolağın Hasan gör
müş, geldi bize haber verdi. Köylü, silahlandı,
muhtar, ben, " arkadaşlar öfkeyle kalkan ziyanla
oturur diye köylüyü yatıştırdık. Kasabaya gittik
muhtarla. İstidacıda, bir dilekçe yazdırıp mahkeme-
ye verdik Cırrık Bekiri...Zarar-ziyan tesbiti yaptır
dık...Hasılı, mahkeme epey sürdü....Bilirkişinin
tesbiti üzerine biz mahkemeyi kazandık. Çobanlar
suçlu görülerek- "tedbirsizlikten" hapse atıldı.
Cırrık Bekir, zarar-ziyanımzı ödedi..Ama o günden
sonra, aramız açıldı senin ağnayacağın ."
" Osman'la bu olayın ilgisi ne ?"
Bizde, ekinler kalktıktan sonra, düğünler
başlar...Gülbeyaz'ı , Cırrık Bekir'in köyündeki bir
düğüne gönderdim...Göndermez olaydım, kızı halay
çekerken, görmüş, sormuş -soruşturmuş, benim
kızım olduğunu öğrenmiş...Yiğidi öldür ama
hakkını ver demişler, Osman çok yakışıklı bir
delikanlıymış, kız da çok güzel, ikisi de bir
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç