ağacının dibinde
elinde bir kasnak, işliyordu, ve arada sırada da bir
türkü söylüyordu. Sesinin çok güzel olduğunu ilk
llk kez öğreniyordu. Gülümseyerek onu dinledi.
Kız, kendisini dinleyen biri olduğu kuşkusuna kapı-
larak, iki yanına baktı. Sonra kalkıp içeri gitti.
Yeleğinin cebinden çakmağı alarak, dudaklarında
kıstırılı sigarayı yaktı, dumanını içine çekerek bir
müddet, bahçede oturdu. Sonra, kavak ağaçlarınin
dibine attığı hortumu alarak, domates, biber ve
patlıcan ekili sebze karıklarına attı. Hortumdan
akan tazyikli su, karıklara dolmaya başladı. Bir
karık sulanınca diğerine tuttu.
Babasının ölümünden sonra bahçe ihmal edilmişti
Kendisini suçladı. "Rahmetli, meyve ağaçlarına çok
iyi bakardı, tek tek sular, dallarını budar, aşılardı...
Bizde iş yok, her tarafı tırtıl sarmış diye söylendi.
Gerçekten de yaprakların üzerinde tırtıl ağı vardı.
İçinde siyah kurtçuklar görünüyordu.
"Ağaçlar zamanında ilaçlanmazsa bu sene meyve
alamayız !"diye söylendi . Sonra, köpeğin, başında-
ki, zinciri çözdü, serbest kalan köpek, sahibinin
üzerine atlamaya başladı. Bir süre köpekle oynadı
Sonra, kiraz ağacının dibinde serili kilime uzanarak
uyumaya başladı. Pazar günleri, yazsa, bahçede
geçirirdi günlerini çoğu kez..Bazan, köyden amcası
nın oğlu gelirdi..Dükkanda, oturup oradan buradan
konuşurlardı. O da bekardı.
"Of of amca oğlu , sen bekar ben bekar !"diye
sıkıntıdan sigara üstüne sigara içerlerdi.
* * * *
Halime, nin verdiği ipek mendili hala saklıyordu
Yeni diktirdiği ceketinin üst cebine yerleştirdiği
beyaz mendil, sevdiği kızdan bir hatıraydı ona
"Hasan, bir gün ben uzaklara gidersem, bu
beyaz mendil, sana hatıram olsun, beni an !"
demişti, Orta Okulda okurken. Ayni sınftaydılar.
O günden sonra hiç birbirinin yüzünü görememişti
Annesi, en son, bir düğünde görmüştü kızı
"Halime'yi bir görsen oğlum, kız daha da
güzelleşmiş, yanımdaki
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç