masadaydılar. Ara uzak
olduğu için yanıma gelemedi...Belki de babasından
çekindi !"
"Ana sabrım kalmadı, hani Halime'yi istemeye
gidecektiniz...! Köyden Hüsrev amcam da gelsin,
gidip isteyin kızı !"
* * * *
Feyzullah Efendi'nin, bir sabah, evini bir
kamyona yükleyip gittiği duyuldu. Nereye gittiğini
bilen olmadı, aniden göç etmesi çeşitli dedikoduya
sebep oldu. Mahallede iki kadın bir araya gelince
"kardeş, göçeceklerini herkesten gizlemişler !"
diye konuşmaya başlıyorlardı. Kahvede de o yaz
hep konuşulan konu, Feyzullah Efendinin etrafında
dönüyordu. Kimi Kör Bilal , tehtit etmiş Hoca
Efendiyi diyordu kimi de memlelet özlemi ağır
bastı, Tekirdağa gitti diyordu...
* * * *
Hasan, sevdiği kızın ailesinin göç etmesine
şaşırmıştı. Hem de çok üzülmüştü. Annesine çok
kızıyordu. "Ah ana ! Halime ile evlenmem artık
hayal !" diye söylendi. Ve bakışları bir noktaya
dikildi, ve "Aaaaah !" diye derin bir iç çekti.
O günden sonra, Feyzullah Efendi'den iki mektup
gelmişti dükan komşusuna. Mektupta ,
" Süleyman Efendi, bizleri sorarsan hamdolsun
sıhatimiz yerindedir...Halime'yi bir akrabamın oğlu-
na verdik, çocuk, Almanya'da işçi, bir fabirkada
diye yazıyordu. Zarfın üstündeki adreste Ç....
Postane damgası dikkati çekiyordu.
* * * *
Hasan, göz yaşlarını tutamadı. Ceketinin
cebinden çıkardığı beyaz ipek mendil, elinde duru-
yordu. Aldı, kokladı, ve ağzından "Ah Halime !"çıktı.
* * * *
Kör Bilal, Feyzullah Efendinin, bir gece kimseye
haber vermeden evi yükleyip memleketine gitme-
sine çok sinirlenmişti..Öfkesinden, usturayla
bileklerini kesmiş, hastaneye zor yetiştirmişti
arkaşları. Gözlerini açınca, ilk işi "sigaranız var
mı ?"oldu. Sonra, gözleri dumanlı, daldı gitti
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç