YAĞMUR YAĞAR SEL ALIR GUBETE GİDENİN SEVDİĞİNİ EL ALIR
başllık:YAĞMUR YAĞAR SEL ALIR
GURBETE GİDENİN SEVDİĞİNİ
EL ALIR"devamı "
Memili ağanın ,"Hüseyin ağanın kızı Dilruba'ydı !"
diye söylemesi, Osman Pehlivanın içine bir ateş dü-
şürmüştü. Güreşten ,döndü döneli, ağzını bıçak
açmıyordu, ikide bir dalıp gidiyordu. Annesi, "oğul
güreşten ganimetlerle döndün, ama yüzün hiç gül-
mez, derdini anana açmıyacak mısın ?"dedi..Osman
ah çektikten sonra, "ana, bir derde düştüm ki sor-
ma !"dedi..Yaşlı kadın, "aman Osman'ım ,ağzından
yel alsın, haydi söyle !"dedi.."Ana, ben güreş tut-
maya davet edildiğim, evin kızına tutuldum ! Lakin
önümde aşılmaz, karlı dağlar var...!Bir yanda
gönlümü kaptırdığım kız, bir yandan koca köyün
ağası, ikisi arasında kaldım..." Yaşlı kadın, "kimin
kızıymış ? Bu ağanın adı ne ? "dedi. " Hüseyin ağa "
Yaşlı kadının gözlerinin içine pus oturdu sanki,. ..
Yıllar önce, genç kızken, az peşinden koşmamış-
tı...Şimdi, "kızını oğluma ver diye önünde diz çöke-
cekti...Oğluna, bunu nasıl anlatırdı ? Vazgeçirmek
için, "Hüsyin ağa, ince hastalığa yakalanmış, bakar-
sın kızında da çıkar !" dedi..Ama, Osman, inanmadı,
öfkeli, "Memili ağadan sorarım, gerçek ne o bana
anlatır !" dedi kapıyı çekip çıktı.
Yaşlı kadın, arkasından,"Osman ! "diye bağırdı
ya, pehlivan rüzgar oldu sanki...Ahırdan, doru
kısrağı çıkardı, sürdü.
Memili, aleyçikin önüne oturmuş , karşı dağla-
ra bakıyordu...Az geyik avlamamıştı gençliğinde.
Eskiden, Aladağ, gür meşe ağaçlarıyla geçilmez bir
setti sanki...Gök gürler, şimşekler gündüz gibi orta-
lığı aydınlatır, dağın eteğinde yayılan atlar, gök
gürültüsünden ürker alır başını giderdi.. O zaman
gençti, kuvvetliydi, atları bulmak için o da peşlerin
den giderdi..Acı acı güldü, "yoksulluğun gözü kör
olsun, Kazım ağaya gençliğimi verdim, yaşlanınca
kapıyı gösterdi bana. Akıllılık etmiş, bir
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç