tarafa beş
on kuruş koymuştu. Bostanı beklerse de çıkan
kavunu, karpuzu getirip pazarda satıyordu.
Tozu dumana katarak, kavaklığın oradan bir
atlının geldiğini görünce, zayıflayan gözlerini kır-
pıştırarak, " gayri gözüm de seçmiyo !" dedi..
Atlı yaklaşınca, kalktı, üstünü başını silkeledi, ona
doğru yürüdü. Osman Pehlivan, atttan indi,
"ne o ? Memili ağa beni tanımadın mı ?" dedi..
"Ben Osman " Memili ağa, "Osman, gel oğul,ben
de osandıydım, sen gelmeseydin, kavaklığa doğru
gidecektim .."Osman, gülümsedi, "Memili ağa kör
oğluyla senden başka kimse yok, şu kavakları
sat, kasabaya git yerleş !" dedi..Memlili ağa,
"demesi kolay pehlivan, o kavakları elimle diktim
bundan sonra bizi ancak toprak kabul eder...! Biz
toprak insanıyız, bizi topraktan ayırırsan, susuz
kalan çiçek gibi kururuz..."dedi. Osman, "alındın mı
benim sözüme Memili ağa !" dedi..Yaşlı adam,
aleyçike girdi, "kısmet sanaymış, iki kavun ayırdıy-
dım. !" dedi..Sonra, kavunu getirdi, melamın eski
bir tabağa ince ince kesip, koydu. Sonra, "hayır mı
oğul ?"dedi.."Sana birşey sormaya geldim, dur şu
atı zerdali ağacına bağlayım da geliyim "dedi..
Gitti, geldi, kavunları yerken, bir yandan da Memili
ağaya, ne diyeceklerini aklından geçirdi. Sonra
"Memili ağa, hani şu Hüseyin ağanın kızından bah-
setmiştin, Diruba mı neydi ? Soylarında , hastalık
falan var mı ? "dedi..Memili ağa, güldü. "Kim söyle
diyse, yalan ! O ailenin natırası kaya gibi ...! Kız da
Allah için, sana yakışır !" "Eyi dirsin de, lakin anam
içime bir kurt düşürdü...Memili ağanın ince hastalık
geçirdiğini söyledi. Memili ağa güldü. "Ananı gençli-
ğinde kim istedi bil bakalım ? "Osman, "kim ?"de-
di.."Hüseyin ağa ! Anan, senden utandığı için, böyle
bir yalana baş vurmuş !"
" Yani bizim evlenme işi yattı mı ?"
"D....uk diye çok uzakta bir köy var,
orada ,benim Hösük adında, kardaşım var,
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç