teşekkür ederim, tabii
sizi zitaret edeceğim...! " Ahizeyi koydu. Küçük kız
olmalıydı telefondaki. En güzeli, o diyorlardı.
Sedire uzandı, gözlerini kapadı, ellerini ensesinin
altına koydu. O anda telefon çaldı, ahizeyi,kaldırdı.
" Haydar Bey, sizi ziyaret etmek istiyorum, yok
canım, öylesine, hem iyi cins bir kısrak bulursam
alacağım, hem de benim için hava değişikliği olur.
Sağol, yenge hanıma da selamlar.
* * * *
Arabayı garajdan çıkardı. İçi içine sığmıyordu.
Hasanı yanına almayı düşündü, sonra vaz geçti
"Çoçuğun karısı hamile, kadıncağızın ona ihtiyacı
olabilir !"dedi..
Sabah olmak üzereydi . Horozlar ötüyordu.
Tepenin üzerinde parlak bir yıldız gördü.
Demirkazık "Çoban yıldızı" diye geçirdi içinden
Sonra, motoru çalıştırdı, daha motor tam ısınmamış
tı. Bekledi, kış olsa, kontak anahtarını birkaç kez
çevirmek zorunda kalabilirdi..Araba, çiftlik kapısın
dan çıkarken, iki nöbetçi hazır ola geçti. Araba
çıktı. Elektirikli kapılar kapatıldı.
Çiftlik hangarlarını, buğday anbarlarını, geçti
önüne geniş bir meyve bahçesi çıktı. Çiftliğindı
bu bahçe. Vişne, kiraz, şeftali, erik, kaysı, dut
ağacından tut her çeşit süs ağaçları da vardı.
Bahçe oldukça bakımlıydı...Sonra, yağmurlama
sulama ile sulanan yoncalık vardı...
Behram Bey, arabanın içinde yalınızdı. Yola
çıkarken, ne olur ne olmaz diye tabancasını da
yanına almıştı. Torpido gözündeydi . Yol giderek
daralmış, ancak iki arabanın geçebileceği bir yol
çıkmıştı önüne, keskin virajlarla dolu yol, ormanın
içinden geçiyordu. Çam ağaçları, göğe doğru
yükseliyordu. Sarı çam, kara çam , ladin her tür-
lü iğne yapraklı vardı. Ormanın içinden geçen yol
döne döne tepeye çıkıyordu. Aladağlar adını duy-
muştu Behram Bey. Büyük kaya parçaları yuvar-
lanmıştı birden, yol kapanmıştı. Arabadan çıkıp
çıkmama konusunda tereddit etti..Bu bir tuzak
olabilirdi. Arabanın
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç