çadır kurduğunu, içlerinde diğer
çingene kızlarına benzemeyen çok güzel bir kızın
olduğunu köyde delikanlılar kendi aralarında konu-
şurken duymuş, merak ettiğinden, elek alma
bahanesiyle kızı yakından görmüştü...Dişi bir
kaplana benziyordu kız.
Atını sürdü, çiftliğe geldi. Attan indikten son
ra, terinin soğuması için, seyis Yusuf'a verdi.
Sonra, içeri girdi. Annesi, gülümseyerek,
" oğul nereden geliyorsun ?" dedi..
"Hiç ana, şöyle bir dolaştım...!"
"Dolaştığını biliyorum, çeşmenin arkasında
Çingeneler çadır kurmuş diyorlar, evde buğday
elemek için, elek lazım, keşke bir tane elek alsay-
dın...Aslında, oğlunun ağzını aramıştı, Çingenelerin
fırsat buldukları anda, küçük kız çocuklarını torba-
larına koyup kaçırdıklarını duymuştu.Bu kız sakın
kaçırılmış olmasın diye geçirdi içinden...Çingene
kızları, ekseriye esmer olurmuş, çeşmede kadın-
ların konuştuğuna göre kız beyaz tenliymiş....!
İçine bir korku düşmüştü, ya oğlu o kıza gönlünü
kaptırırsa , beye ne diyecekti...O kızı da Çingene-
leri de köyden kovardı...Ondan sonra al başına
belayı...! Çingene kini deve kinine de benzemez
Oğlunu öldürürler...
Ahmet, kızın gözlerini , topluklarına kadar
uzanan siyah üzüm gibi saçlarını, konuşmasını,
gülüşünü, diklenişini, boyunu düşündü, derinden
bir "ahhhh !" çekti...Bizim aşkımız Ferhat ile
Şirin'in aşıkına da benzemez, diye geçirdi içinden
Fettah Bey, ayağından çizmelerini çıkardıktan
sonra, yeleğinin cebindeki şimendiferli kabartma
saata baktı, "o...akşam olmuş !" diye söylendi..
"Ahmet te ortalarda gözükmüyor, bu oğlanın neyi
var acaba ? Evlenmek istese, ayakkabımı ters
çevirir, ya da anasına söyler...! Var bunda bir
iş....!" Karısını yanına çağırdı, "Zöhre, gız hele
gel ,gonuşacaklarım var seninle !" dedi.. Kadın
içi titreyerek geldi, " buyur bey ?" dedi..
"Ahmet, ortalarda gözükmüyor, akranları ile
güreş te
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç