tutmuyor, ava da gitmiyor, kadın gibi
eve mi hapsetti kendini ! Çağır, şu teresi , neymiş
derdi bakalım ?"dedi. Kadın çıktı, Ahmet, kapıyı vur
du, girdi, " Ahmet, oğlum, sevdiğin bir kız varsa
söyle, gidip isteyelim, hastaysan bir doktora git
görün, böyle uyuşuk uyuşuk oturma ile olmaz !"
"Şey...ben evlenmek istemiyorum !"
" Derdin ne öyle ise teres ! Benim tepemi
attırma, gençliğine bakmam, ayağımın altına alır
çiğnerim seni !"
" Ben , çiftlikte sıkılıyorum, kasabada bir ev
kiralayıp tek başıma oturacağım baba ....!"
"Bak şu teresin söylediği lafa ...! Ben şu
çiftliği kimin için kurdum, tarlaları kimin için aldım
soyum sürsün !" dedim...
"Şey...! Ben bir kızı seviyorum !"
Fettah Bey gülmüştü. "Onca sıkıntın, yüz
asman onun için mi ? Kim bu kız ? Söyle gidip
dünürcü olalım !"
"Bu köyden değil...! Aloya adında bir Çin...
gerisini söyleyememişti, bey, gülmeye başlamıştı
Delikanlı adam, çapkınlık yapar, ben de gençliğim-
de, senin gibi bir Çingene kızı ile sevişmiştim,
hatta evlenecektim, ama bir sabah çadırlarını
söküp gitmişler, o kıza, yıllar sonra bir kasaba
panayırında rastladım, iyice çökmüş, eski güzelliğin
den eser kalmamış...!"
Ahmet, babasının, kızıp bağıracağını sanmıştı
Oysa tam tersi olmuştu...Ertası sabah Aloya ile
konuşup, ailesinin kendini istemeye geleceklerini
söyleyecekti....
* * * *
Ahmet, atın üstünde çadıra yaklaştığında çadırın
önününün ana-baba günü olduğunu gördü...
Çingene kadınları ağlıyor, siyah üç taşın üstüne
oturtulan kara bir kazanda, su kaynatılıyordu.
Atı bir ağaca bağlayıp, yaklaşıp sordu.
"Bacılar niye ağlıyorsunuz ?" dedi..
" Talihsiz Alo'yamızı Çeri başı bıçakladı
iki jandarma gelip götürdü namerdi...Zavallı kız
aldığı bıçak darblerinden öldü...! "
Yaşlı o kadın, beni çadıra götürdü...Aloya'nın
cesedinin üstüne örtülen kanlı tehlisi kaldırdı,
kızın
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç