giderdi...Kendisine görücü
geleceği, annesi tarafından kıza söylenir, kız
hamamda yıkandıktan, türlü kokular vücuduna
sürdükten sonra görücü karşısına çıkardı...
Gelin adayı kızın, ağzının kokup kokmadığını anla-
mak için, kadınlar, su isteme bahanesiyle yakına
gelmesini sağlarlardı...Dişlerinin tam olup olmadığı-
nı anlamak için de, karşılarına oturtur, komik
öyküler anlatarak güldürürlerdi...
* * * *
Nazlı ile dadı Atiye, hamamdan çıkmıştı. Dadı
siyah çarşaf giymiş, Nazlı Ferace denilen, yalınız
yüzü açıkta bırakan bir örtü örtünmüştü.
Faytoncu Ali, "Bugün nasibimiz kesik galiba !"
diye, iki çakmak taşını bir birine vurup, sigarasını
yaktı, sonra, faytonun içinde oturmaya başladı.
Dadı ile Nazlı'nın yaklaştığını görünce,
"Fayton lazım mı hanımanne ?" dedi..
Sonra, atı kamçıladı, fayton hamamın yanına
yaklaştı. Önce , Nazlı, bindi, dadı Atiye'nin elinden
tutarak binmesine yardım etti.
Faytoncu Ali, Nazlı'yı görünce çarpılmışa
döndü.."Allah'ım, garip kuluna acı ! Yoksa rüya mı
bu ?" diye geçirdi içinden. Nazlı, da faytoncu Ali'yi
yakından görmüş, daha da heyecanlanmıştı,
Kalbi heyacandan güp güp diye atıyordu...
"Hanımanne, yabancı gelmedi yüzün bana !"
dedi.."Şey...Üsküdar meydanına hiç geldin mi sen ?
Dadı, gülümsedi, " geldim delikanlı !" dedi.
Atı " deht oğlum !"diye kamçılarken, Nazlı eğilip
dadının kulağına eğilip birşeyler söyledi.
Dadı, " Evladım, sana kanım kaynadı kimin
kimsen var mı ?" dedi..
"Yok be hanımanne ! Kimsem yok...Bekarım
şöyle temiz süt emmiş bir kız bulup evlenelim dedik
garip arabacıya kim kız verir ! Kızların gözü,
şimdi Zabitte, varsa yoksa zabit ! Bizim anamız
depremde doğurmuş bizi...Babamın yüzünü hiç
görmedim...Rodop dağlarında, çeteye karışmış diye
söylüyorlar ama doğru ama yalan....!"
Konağın önünde arabadan indiler. Dadı çıkardı
bir Mecidiye verdi arabacıya,
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç