itirirler." demiş ve tabelin yanından süretle keçmiş getmiş. Bir neçe saniye sonra çayın diger terefinde 2 adam evvel böyük bir çatırdama sesi eşitmişler, sonra da suya düşen avtomobili görmüşler. Biri digerine soruşmuş: "Göresen bu tabele yalnız ‘körpüde temir var' deyemi yazsaydıq?.."



Adamın biri yeni dairesini yoldaşına gezdirirmiş. Yataq otağına girdiklerinde, yoldaşı divarda asılı böyük bir gong görünce soruşmuş:
- Bu ne bele?
- Haa omu.. O menim zengli saatım.
- Aaa? Amma bunun üzerinde gösterici yox. Nece anlayırsan saatı?
- Bax indi seyr et...
Adam gongun yanında asılı dayanan çekici götürmüş, gonga var gücüyle vurmuş. O anda divarın o biri terefinden yan qonşunun sesi eşidilmiş: "Allahın cezası herif, saat gecenin ikisi!.."



Şotlandiyalı ölüm döşeyinde idi. Ailenin ferdleri keder içinde yatağının etrafında toplanmışlar idi. Xeste son nefesine qeder ağılı başında qaldı. Bir ara "O biri dünyaya köçmeden evvel sizlere söyleyeceklerim var." deye zümzüme etdi. "Johnnie Brownun mene on sterlinq borcu var. Bu pulu ölümümden evvel ondan qopara bilmediyiniz teqdirde mezarımda rahat ede bilmeyeceyem." Aile ferdleri "Çox haqlı!" dediler. En genc oğul Brownun evinin yolunu tutmuşdu bele. Yaşlı adam davam etdi. "Size ayrıca söylemek istediyim de bu: Bob Williamsa 200 sterlinq borcum var. Bunu ödemediyiniz teqdirde, mezarımda rahat üzü görmeyeceyimi de bilin." Aile ferdleri bir ağızdan; "Ah yazıq, sayıqlamağa başladı!.."

<< 1 [2]