siyasetden, edebiyyatdan, futboldan danışa-danışa vaxt öldürürdüler.
Üçüncü dersde, seminarda Nihatla Türkiye-Rusiya münasibetlerinden, Erdoğan hökümetinin Kürd Açılımı proqramından, axırda Sürix protokolundan danışdılar ve mübahise başladı. Müellim deyirdi ki, Türkiye heç düz elemedi, telebe ise emin idi ki, “Büyük Millet Meclisi protokolu ratifikasiya etmeyecek”.
- Hocam, Türkiye hiç bir zaman Azerbaycanı yalnız birakmaz.
- Deyirsen de. Bes Sürix protokolu? – Eyvaz acı-acı gülümsedi.
- Büyük Millet Meclisi onu ratifikasiya etmiyecek.
- Ha-ha-ha. Nasıl ratifikasiya etmiyecek, Nihatcim? – Eyvaz müellim istehzayla gülüb dedi. – O cür senede imza atıblar. Üstelik, dış işleri bakanları seviyyesinde, başlarının üstünde Lavrovla Hillari Klinton dayanmışdı. Sen Erdoğanın metbuat katibi kimi danışma, reallıqdan danış. Boynuna al ki…
- Bakarız, hocam. Erdoğan sadece manevra yapıyor.
(Doğrudan da, Türkiye parlamenti o protokolları, bildiyiniz kimi, ratifikasiya etmedi.)
Nihat dördüncü dersden sonra iki defe dalbadal Eyvaz müellimin derslerine gelmedi. Yeddinci ders, mühazirenin ortasında qapını döyüb auditoriyaya girdi. Beş deqiqelik teneffüs vaxtı dediyi ilk söz bu oldu:
- Eyvaz hoca, üzr dilerim, iki derse katılamadım .
- Olmaz böyle, Nihatcim, bir defe qayıb yazmadım, dedim, belke işin çıxıb, gelen defe gelersen derse, – Eyvaz hoca, düzü, esebileşmişdi. – Amma keçen defe yazdım. Gelmiyeceksense, mobil nömremi bilirsen, zeng ele, ya sms yaz, önceden xeberdar et meni.
- Siz kayıb yazın, bunun hiç bir sakıncası yok. Haklısız, hocam. Size bunu önceden söylemem lazımdı. Okey, şimdi durumu anlatayım size. Kendim burda Osmanbey mağazasında çalışıyorum. Universitede eyitim harcı sorunum var, benim kendi harclarım, universteye tüm derslere katılmak bana çok zor. Rica ederim, mümkünse, kayıb yazsanız da, dekanlıqda benimle ilgili sadece hiç bir şey söylemeyin. Zaten kendileri biliyorlar.
Nihat bunları çekine-çekine dese de,
maraqliydi
.gif)
))Gulmeliydi
Maraqliydi... Guldumde.
twk Wowuu»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç